Mehmet Ali Bulut

1954’te Gaziantep’in İslâhiye ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı. 1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı. Birçok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu… Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı… 1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı. 1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi. 1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı. 2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mantalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu. Bugün Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir. Eserleri: Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Geleceğinizi Okuyun, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri, Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar, Fardipli Sinha, Derviş ve Sinha, Ruhun Deşifresi, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler, Can Boğazdan Çıkar, Sofra Başı Sağlık Sohbetleri gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır. Roman ve Hikaye: Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamamlanma aşamasındadır. Diğer çalışmaları: Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.

Yeni Bir Teskere mi?

Daha seçimlere bir buçuk ay var. Ama sanırım yeni parlamentoyu bekleyen en kirtik görev şimdiden belli! Efendim CIA başkanı Ankara’ya gelmiş! Hem de beş koca gün burada kalmış da medyanın haberi olmamış. CIA Başkanı elbette ki şiş kebap yemeye gelmemiştir. Ama niçin geldiği de belli değil! J Yahut biliniyor da saf ve kahraman …

Devamını Oku »

Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı?

Genel anlamda ben anma günlerini sevmem. Anı bir kurgudur, hakikatten iz taşır ama artık asla hakikatin kendisi değildir. Esasında bir mana, bir muhabbet, bir iş için insanlar ‘anma günü’ tertip etmeye başlamışlarsa o mana, o muhabbet, o eylem, o toplumda gerçek manasını yitirmeye başlamıştır demektir. ‘Temizlik imanın yarısıdır’ hadisine rağmen, bir ümmetin; oraya buraya asılmış  ‘temiz olalım’, “çevremizi …

Devamını Oku »

Türkiye’ye Yeni Başkent Gerekli!

YENİ BİR MEDENİYET YENİ BİR BAŞKENT! Türkiye yeni bir vaatler ve düşler vadisine doğru hızla sürükleniyor. Seçim geliyor çünkü! Partiler, kendilerini millete şirin göstermek için –ki vaat ettiklerinin en az yüzde 95’i hayal hanesinde kalacak- müthiş bir yarış içindeler. Ben de demokrasinin bir tek bu tarafını seviyorum. Dört yılda bir de olsa bizim …

Devamını Oku »

İnsanlar Niye Siyaset İçin Can Atıyor

Yine herkesi bir seçim telaşı sarmış gidiyor… Elbette yüreği halka hizmetle dopdolu siyasetçilerimizin telaşını anlıyoruz. Bizim içine büyük sıkıntılara göğüs geriyorlar görüyorsunuz, Allah razı olsun. Ne kadar büyük bir fedakârlıktır düşünsenize. Asilken vekil oluyorlar gariplerim! Hayat işte ne yaparsınız. Kimisi ‘asil’ olmak için can atıyor, kimisi ‘vekil’ olmak için! Bu ne muazzam bir seçim …

Devamını Oku »

Partiler ve At Yarışı Oynayan Müezzin

Türkiye ‘hudayınabit’ bir ülke! Sanki ne başarısı kendisinden ne yenilgisi… Demokrasisi var, sadece üç beş yılda bir sandığa gitmemizi sağlıyor. Diğer bütün sıfatları ‘sanki’ nevinden… Partileri var partiye benzemez. Çünkü bir anlamları yoktur. Hiçbir seçmen, partisinin umdelerini, prensiplerini, tüzüğünü, maksadını bilmez. (Bir parça, belki o partiyi sevk ve idare edenlerin ideolojisi etkili olabiliyor…) Zaten önemli de …

Devamını Oku »

Hangi İnsanı Nasıl Eğitmeli?

Eğitim, Türkiye cumhuriyeti devletinin çözemediği bir temel problem. Şuradan da belli ki, milli eğitim bakanlarının sayısı kurulan kabile sayısından bile fazla. Ya becerememişler, ya da daha doğrusu zaten temelden yanlış olan bir sistemin başarısızlığının kurbanı olmuşlardır. Ben ikinci şıkkın daha doğru olduğu kanaatindeyim. O yüzden de geçtiğimiz Pazar, Zekeriya Erdim başkanlığındaki Marmara Eğitim …

Devamını Oku »

Dünyevileşen Müslümanlar Nerede Günah Çıkartıyor?

ARTIK O HİZMETİ BİZİMKİLER GÖRECEK! Türkiye’nin yüzde 98’inin Müslüman olduğu varsayılır. Ama çoğumuz bu varsayımın içinin boş olduğunu da biliriz. Nitekim bu konuda yapılan anket çalışmaları gösteriyor ki, Türkiye’de gerçek anlamda günlük ibadetlerini yapanların sayısı ‘yüzde on’u geçmiyor. Türkiye’de siyaset etrafında koparılan yaygaralara bakanlar, memleketin yüzde 60 -70’nin dindar mütedeyyin olduğunu zannediyor. Mamafih, caddeler, …

Devamını Oku »

Sivil İtaatsizlik mi, Serserilik mi?

“Sivil İtaatsizlik”, Amerika kıtasında yeşerip büyümüş bir kavram, bir tohum. En güzel meyvesini ise Gandi’nin memleketinde vermiş! Ünlü düşünür Henry David Thoreau, meşhur “Civil Disobedience” (Sivil İtaatsizlik) makalesini yazdığında 32 yaşındaydı. Köleliğin geliştirilip yerleşik bir kurum haline gelmesi amacıyla yapıldığına inandığı Meksika Savaşı için toplanan vergiyi vermeyi reddedince hapsedilmiş ve bir gece hapishanede kalmıştı. İşte ‘sivil …

Devamını Oku »

Ortadoğu Nereye Koşuyor?

Şu sıralarda herkesin zihninde bu soru var: Ortadoğu nereye gidiyor? Veya Ortadoğu hangi sapakta? Çok uzun tahliller yapmaya gerek yok. Ben size söyleyeyim. Ortadoğu’da, Musa’sız bir ‘denizi geçme’ girişimi yaşanıyor. Başlarında ‘Musa’ olmadan Firavunlara meydan okuma yürekliliği… Başlarında Talut olmadan çölü geçmek ve yürek kavuran susuzluğa rağmen, nehirden su içmemek azmi sergileniyor. Beraberlerinde ‘Davut’ olmadan Calut’ları alt etme, onlara …

Devamını Oku »

Nebukadnezzar mı Zalim, ABD mi, Biz mi?

Beşeri hayatın temel kurallarındandır: Bela hak edilmedikçe gelmez! Ama o belayı hak edenlere zulmedenler de zalim olmaktan kurtulmaz. İşte dün Irak’ta, bugün Libya’da yaşananlara bu açıdan bakmakta yarar var. Tabi medya için konu ve malzeme lazım olduğu için kimi şöyle diyecek kimi böyle diyecek fakat işin aslı bu. Bir toplumun önde gelenleri, zulüm işleye …

Devamını Oku »

Halife Biz İsek Bu Yıkım Niye?

İnanan insan, bu kâinatın da tüm müştemilat ve hadiseleriyle birlikte Cenab-ı Hakk’ın eseri olduğunu ve O’nun kontrolü altında bulunduğunu bilir ve kabullenir. Eşyayı sevk ve idare eden kanunları da O var etmiştir ve bunları kendi hatırı için bile bozmaz. Aramızdan görevlendirdiği elçilerinin, gönderildikleri toplum nezdinde hüsnü kabul görmeleri için onlar eliyle …

Devamını Oku »

Siyasetin Kıblesi ve Bağımsız Ülkücü Hareket

Kuran, Bakara Suresi’nin iki sayfasını (146-153 ayetleri) ‘kıble’ meselesine ayırmış. Ayetler dikkatle okunduğunda, meselenin sadece ‘namazda yöneldiğimiz kıble’ olmadığı anlaşılıyor. Nitekim ‘Herkesin kendince yöneldiği bir kıblesi var’ (148) ayeti bunu net gösteriyor. Türk milleti, ilk kıble değişikliğini 850 – 900’lerde İslam medeniyetine yönelmekle yaptı. Bu kıble değişikliği, Türk milletinin ruhundaki cevheri ateşlemiş, her biri büyük bir medeniyet …

Devamını Oku »

Kim, Kimi Eleştirebilir?

Kendisini  ‘Ehli Sünnet ve’l-Cemaat’ten, diye tanımlayan kesimden bazıları, Şia’yı; Hz.  ‘nübüvvet varisi’ imamları ‘masum’ (günahsız) telakki ettiği için, ‘çizgi dışı’  kabul etmiştir. Ama bir kere olsun, iğneyi kendi taraftarlarına da batırmayı aklına getirmemiştir. Yani Şia kadar bile dürüst olamamıştır. Bazı Ehl-i sünnet âlimleri, teorik olarak kimsenin masum olamayacağını kabul etmiştir ama birtakım şeyh ve meşayihin, müritleri tarafından, tıpkı o imamlar …

Devamını Oku »

Erbakan’ın Cenazesinde Beni Şaşırtan İki Husus

Rahmetli Erbakan’ın cenaze namazından sonra Fevzipaşa Caddesi üzerinde bir avukat dostumun yazıhanesine çıktım ve oradan cadde boyunca akan coşkulu, dinamik kalabalığı izledim. Bir cenazeyi teşyi eden insanlardan çok, hırslı, öfkeli, meydan okuyan asabi bir partili kalabalığını andırıyorlardı. Eller üstünde taşınan tabut olmasa bunun bir cenaze merasimi olduğunu söylemek bile zorlaşacaktı. Oysa bizim …

Devamını Oku »

Bu Hükümeti Niye Sevmiyorsunuz Biliyor musunuz?

‘Candaş medya’ kalemşörleri, özellikle de Özdil, İslam coğrafyasında yaşananları ve hükümetin Libya kargaşasından insanlarımızı kurtarmak için sergilediği çabaları küçümsemek ve banalleştirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Ben bu yazarları okuyan insanlara acıyorum. -Büyük ihtimalle onlar da bizi okuyanlara acıyorlardır. Ne  tuhaf bir yazgı! Kabil’in, Habil’e yumruk atıp, vahdet aynasını kırdığı zamandan bu yana, haz düşkünleri …

Devamını Oku »

Evet Ortalığı Karıştıran Amerika’dır Ama…

İyi ve kötü günler gibi medeniyetler de tarih boyunca milletler arasında tedavül etmiştir. Bir medeniyet ölmeden de diğer medeniyet ayağa kalkmamıştır. Veyahut diyebiliriz ki her medeniyet, bir önceki medeniyetin ‘inkişaı’ndan –inkişafından değil– doğmuştur. Yani, bir medeniyet yükselir, yükselir ve nihayet herhangi bir ağaç gibi doğal olan kamelini bulduktan sonra durur.  Etrafa dal …

Devamını Oku »

CHP Olmasa Sağ İktidarlar Ne Yapardı Bilmem

CHP SAĞ İKTİDARLARIN TEMİNATIDIR! Kahvehanelerde siyasi sorunlara önerilen tek çözüm var: Sallandıracaksın üçünü beşini, bak memleket nasıl düzeliyor! Bu tedbir (postüla) şekli, padişahlık döneminden kalma bir ‘engram’. O dönemde adalet ve insaf kişilerin inhisarında idi. Kanun da onlardı, güç de. Vezir, ayan, paşa, mültezim vs. her kimse devlet namına halka muhatap olan, insanlar onun adalet …

Devamını Oku »

Peygamberin Müslümanlardan İstediği Ücret

İslam dininin temel iki postülası var:  Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed(asv) onun elçisidir. ……… İnsan, bir hayvan-ı natıktır. İman aşısıyla aşılanmadıkça ademiyet mertebesine çıkamaz ve hakiki insan olamaz! Cenab-ı hak, insanda şu ameliyenin gerçekleşebilmesi iççin onda üç mekanizma var etmiştir. Akıl, nefs ve kalb. Bir Yaratıcının var olduğunu bilmek, aklın; o Yaratıcının ‘Allah’ olduğunu bilip O’nu ‘tanımak’ –bu tanıma, Allah’ın hayat ve eşya üzerinde mutlak …

Devamını Oku »

Kıbrıs’sız Anadolu Dul Kadına Benzer!

Şu bizim coğrafya, keyifle hastalanmayı bile insana çok görüyor. Ez kaza birkaç gün, gündemi takip edemeyecek olsanız, hadiselerle aranıza nerede ise asırlık mesafeler giriyor. Yine öyle oldu. Bütün direncime rağmen, inatla paçama yapışıp beni mağlup eden ‘keçi gribi’ sonunda beni de yatağa düşürdü. Yatakla hemhal olduğum üç beş gün içinde …

Devamını Oku »

Defne Joy’un Ölümü ve Altan’ın Tanrısı!

Defne Joy Foster’in ölümündten sonra Ahmet Altan’ın kaleme aldığı yazıda bir kez daha açığa vurduğu inancı, “Cebriyeci” olup olmadığı şüphesini uyandırdı ve kim hangi Allah’a inanıyor sorusunu sordurdu: Defne Joy Foster. Ancak ölümüyle tam adını öğrendiğim bu kızcağız, doğrusunu söylemek gerekirse ekrandaki sevimlilikleriyle bir kaç kez dikkatimi çekmişti. Doğal ve doğaçlamaymış …

Devamını Oku »